
Bir proteinin tesadüfen oluşamayacağını,
Bunun ardından da ikinci, üçüncü, dördüncü, nihayet bir milyonuncu proteinin de aynı imkansız tesadüfi oluşumu gerçekleştirmesinin olanaksız olduğunu
İmkansız olmasına rağmen tesadüfen oluştuğunu varsaysak bile dünyanın bir ucunda hayali şekilde oluşan ilk proteinin, dünyanın diğer ucunda hayali şekilde oluşan ikinci protein ile birleşmesinin de aynı şekilde imkansız olduğunu bilmemektedir.Bu aşamaya kadar her şeyin çok basit gerçekleştiğini zanneden bu kişi;
Yine olasılık hesaplarına göre teasadüfen oluşması imkansız olan hücre organellerinin meydana gelmesini,
Bu "mucizevi" şekilde ortaya çıkmış organellerin hücre oluşana kadar yok olmadan bir arada kalmalarını,
Ardından mükemmel seçici geçirgen zarı ve olağanüstü sistemi ile, laboratuvarlarda bilim adamlarının denetiminde bile oluşturulamayan, bilim adamlarınca "bir galaksiden daha kompleks" olarak tanımlanan hücrenin, çamurlu su içinde hayali bir şekilde tesadüfen meydana geldiği masalını makul karşılayacaktır.Çünkü bu izleyicinin karşısında, kendisine sunulan bilgileri düşünmeden kolayca kabul edebilecek bir kimse için son derece basit bir açıklama vardır. Üstelik bu açıklamayı bir bilim adamı, hatırı sayılır bir belgesel kanalında yapmaktadır. Artık onun verilen bilgiyi muhakeme etmesine, inceleyip araştırmasına, proteinin mucizevi sistemi üzerinde düşünmesine gerek yoktur. Bu belgeseli izleyen kişiye, hücrenin yalnızca basit bir baloncuk olduğu telkini verilmektedir. Bu bilim dışı basit mantığa göre, nasıl uzun zaman açıkta kalmış bir miktar meyve suyunun üzerinde küf oluşuyorsa, söz konusu izleyiciye de hücrenin çamurlu suyun içinde imkansız oluşumunun da basit ve mümkün olduğu izlenimi verilmeye çalışılır. Oysa küfler, tek hücreli canlılardır ve meyve suyunun üzerine dışarıdan gelen tek bir hücrenin çoğalması sonucunda oluşurlar. Dolayısıyla onlar da meyve suyunun üzerinde kendi kendilerine kör tesadüfler sonucu yoktan var olmazlar. Bu arada söz konusu belgeselde, hayali ilk hücrenin oluşumunun yanı sıra Dünya'nın oluşumu, ilk atmosferin oluşacak hayali ilk hücreyi hemen yok etme gücü, protozoanların nasıl olup da çok hücreli canlılara dönüştüğü ve hali hazırda bakteriler varken protozoanın nasıl bu hayali ilkel yaşamın "ilk canlıları" olduğu gibi hayati önem taşıyan konular Darwinistler tarafından açıklanmaya gerek duyulmamıştır. Bunlar, bu bilim dışı basit açıklama dahilinde zaten sözde "detay" konular olarak kabul edilmektedir. Oysa bu detayların her biri, evrim teorisi mantığı içerisinde bilimsel olarak açıklanması asla mümkün olmayan konulardır ve Darwinizm'i sona erdiren temel konu olan "hayatın kökeni" konusudur. Türlerin nasıl oluştuğu, maymunsu hayali varlıkların sözde insana nasıl dönüştüğü üzerine kitaplar dolusu masal anlatan Darwinistler, henüz daha hayatın kökeni sorusu karşısında cevapsızdır. İnsanların bir kısmı, detaylara girmeyip, doğrusunu araştırmayıp sadece duyduklarını kabul etme eğilimindedirler. Darwinistler de söz konusu insanların bu zaafını kullanırlar. İnsanların büyük çoğunluğu, Darwinistlerin bu aldatıcı tuzağına düşerek, kendilerine mantıklı gelmese de, bilimsel bir delil görmemiş olsalar da doğrudan Darwinizm'i kabul etmeye meylederler. Bu yüzden Darwinistlerin basit ve mantıksız açıklamaları, 150 yıldır belli bir kesim üzerinde amacına ulaşmış ve insanlar aldatılmışlardır. Bu konuya başka bir örnek ise, çocuklar için yazılmış olan Wonderful Egg (Muhteşem Yumurta) kitabındaki izahlardır. Kitapta, son derece mantıksız bir senaryo dahilinde bir hikaye anlatılmıştır. Buna göre anne dinozor yumurta bırakır ve ilginç bir şekilde bu yumurtanın içinden "ilk kuş" çıkar. Dinozor anneden doğan "kuş" zamanla gelişir, büyür ve mucizevi şekilde mükemmel kanatlara ve tüylere sahip olur. Sonra uzun bir ağacın dallarına doğru mutlu bir şekilde uçmaya başlar. Burada ilginç olan ve belki de olayın Darwinistler açısından en trajik yönü, bu hayret verici saçmalığı anlatan kitabın, American Association for the Advancement of Science (Amerikan Bilimsel Gelişim Kurumu), the American Council on Education (Amerikan Eğitim Konseyi) ve Association for Childhood Education International (Uluslararası Çocuk Eğitimi Kurumu) tarafından desteklenmesi ve tavsiye edilmesidir. Söz konusu yayınlar, böyle iddialarla ortaya çıkarak veya bunu destekleyerek son derece küçük duruma düşmektedirler. Elbette, bir sürüngen yumurtasından tamamen farklı anatomik yapıya, uçma gibi bir yeteneğe, buna uygun uzuvlara, tüy, kanat, sıcakkanlılık, özel akciğer sistemi gibi tümüyle farklı fizyolojik yapılara sahip bir kuşun çıkamayacağını bir ilkokul çocuğu bile rahatlıkla bilebilir. Fakat buna rağmen, Darwinist ideolojinin takipçileri, komik duruma düşeceklerini bildikleri halde, bu mantıksız iddiayı savunmaktan çekinmezler. Bilim editörü Darwinist Gordon Rattray Taylor'un bu konudaki itirafı, Darwinizm'in sunduğu basit mantığı n yanlışlığını çok doğru şekilde açıklamaktadır: Evrim tarihi bu tür değişikliklerle doludur, hatta yalnız bunlardan ibaret olduğu bile söylenebilir. Pullar, tüylere dönüşür. Bacaklar kanat olur. Mideler hava keselerine değişir. Hatta biyokimya süreçleri seviyesinde değiştirmeler ve düzenlemeler meydana gelir. Darwinizm'in bu mucizeler hakkında söyleyebileceği tek şey ise tüm bunların tesadüf eseri olduklarıdır. Missouri Üniversitesi'nden doktor Nicholas Comninellis'in kitabında yer verdiği bir gazete yazısında ise şu açıklama yer almaktadır: Evrim teorisi yetişkinler için bir peri masalıdır. Bu teori, bilimin gelişmesine hiçbir katkıda bulunmamıştır. İşe yaramaz bir teoridir.